Varis Tedavisi
Avicenna Esenler Hastanesinde
Varislerin Oluşma Nedenleri
Aile Geçmişi – Eğer ailenizde varis problemleri varsa, yani anne, baba, kardeşler veya yakın akrabalarda varis bulunuyorsa, bu durum sizin de varis riskinizi artırabilir. Genetik yatkınlık, damarların daha ince ve zayıf olmasına yol açarak varis oluşma olasılığını artırır. Damarsal sağlamlığınız ve kapaklarınızın doğuştan ne kadar sağlam olduğu, varis riskinizi belirlemek için önemlidir.
Elastikiyet Kaybı – Zamanla damarlar elastikiyetlerini kaybedebilir ve kapaklar daha zayıf hale gelebilir. Bu durum, kanın geriye doğru kaçmasına ve varislerin oluşmasına neden olabilir. Ayrıca dokuların elastikiyet ve direnç kaybı, varislerin ortaya çıkmasına ve mevcut varislerin kötüleşmesine katkıda bulunabilir.
Hamilelik – Hamilelik, artan kan hacmi nedeniyle ve rahmin toplardamarlara baskı yapması sonucu varislerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Hamilelik sırasında kan miktarı neredeyse iki katına çıkar ve rahim, toplardamarlara baskı yaparak varis oluşumunu tetikleyebilir. Hamilelik öncesinde varisleriniz varsa, bu durum varislerin büyümesine veya yeni varislerin ortaya çıkmasına yol açabilir. Hamilelik sırasında gelişen varislerin çoğu doğumdan sonra yaklaşık bir yıl içinde kendiliğinden düzelir.
Hormonal Faktörler – Kadınlar, hormonal değişiklikler nedeniyle varis gelişimine daha yatkın olabilirler. Menstrüasyon, menopoz, hormon ilaçları, doğum kontrol hapları gibi faktörler damar duvarlarının daha zayıf olmasına yol açabilir, bu da varislerin oluşumunu kolaylaştırabilir. Özellikle östrojen içeren doğum kontrol haplarının varislerin artmasına katkıda bulunabileceği bilinmektedir.
Obezite – Daha yüksek vücut kütlesine sahip bireylerin bacakları daha fazla kan ihtiyacı duyar. Varisli damarlar, bu fazla kanı taşımakta zorlanabilir. Bu nedenle obezite, varis riskini artırabilir, özellikle varis gelişimi için genetik bir yatkınlık mevcutsa.
Meslek – Ayakta çalışma gerektiren mesleklerde, özellikle cerrahlar, öğretmenler, tezgah başında uzun süre durması gereken mağaza satış temsilcileri gibi meslek gruplarında varis gelişme riski daha yüksek olabilir. Ancak, varis gelişimi için temelde yapısal bir bozukluğun bulunması gerekmektedir, yani her ayakta çalışan kişide varis gelişeceği anlamına gelmez.
Varislerin Neden Olduğu Şikayetler
Varisler, toplardamarların işlevsizleşmesi sonucu temiz kanın taşınması gereken bölgelere taşınamadığı bir durum olarak ortaya çıkar. Bu nedenle, varislerin yol açtığı şikayetler zamanla artar ve tedavi gerektirebilir. Varislerin neden olduğu başlıca şikayetler şunlardır:
Bacaklarda Ağırlık Hissi ve Yorgunluk: Varislerin neden olduğu toplardamar kapaklarının işlevsizleşmesi, kanın geriye kaçmasına yol açar. Bu durum bacaklarda ağırlık hissi ve sürekli yorgunluk hissine neden olur. Bacaklar daha çabuk yorulur ve dinlenmeye ihtiyaç duyar.
Ağrı: İlerleyen varis durumlarında, bacaklarda ağrılar başlar. Kapak yetersizliği nedeniyle temiz kanın yeterince taşınamaması, ağrının oluşmasına katkıda bulunur.
Gece Krampları: Varisler ilerledikçe, gece krampları ortaya çıkabilir. Bu kramplar ağrılıdır ve hastanın uyku düzenini bozar. Gece kramplarının varlığı, varislerin tedavi edilmesi gerektiğini gösterir.
Estetik Kaygılar: Varisler, özellikle kadınlarda estetik kaygılara neden olabilir. Büyümüş ve gözle görünür hale gelmiş varisler, kişinin görünümünü olumsuz etkileyebilir. Özellikle büyük varislerin tedavi edilmesi önemlidir.
Egzema: Bacaklarda biriken atık maddeler, özellikle cilt ve cilt altında biriktiğinde, bazı hastalarda egzema benzeri cilt sorunlarına neden olabilir. Bu durum tedavi gerektirir.
Flebit (Tromboflebit): Varislerin neden olduğu temizlenemeyen atıklar, damar duvarına zarar verebilir ve kanın bu bölgelerde pıhtılaşmasına yol açabilir. Bu durum, damarın şişmesi, kızarması ve ağrılı hale gelmesine neden olur. Tedavisi zor olan bir durumdur.
Kanama: İlerlemiş varisler, kendiliğinden kanamaya neden olabilir. Bu kanama şiddetli olabilir ve hastanın paniklemesine yol açabilir. Kanayan bölgenin üzerine baskı uygulamak ve hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.
Bacaklarda Renk Değişikliği: Varisler nedeniyle bacaklarda atık maddeler birikirse, cilt altı bölgede renk değişiklikleri olabilir. Bu renk değişiklikleri genellikle kahverengi renkli lekeler şeklinde görülür.
Bacak Ülserleri: En ileri safhalarda, varisler nedeniyle temizlenemeyen atıklar dokulara zarar verir ve bacak ülserleri oluşabilir. Bu ülserler ciddi bir sağlık sorunudur ve tedavi gerektirir.
Varislerin yol açtığı bu şikayetler, varislerin tedavi edilmesi gerektiğini gösterir. Tedavi, şikayetlerin hafifletilmesi, varislerin ilerlemesinin önlenmesi veya varislerin görünümünün düzeltilmesi amacıyla yapılır.
Varislerin Tanısı
Varislerin tanısında en önemli aşama, uzman bir kalp ve damar cerrahisi doktoru tarafından gerçekleştirilen muayenedir. Bacakların, kasık bölgesinin, bazen karın alt kısmının ve cinsel bölgenin incelenmesi, varislerin ciddiyetini ve yaygınlığını belirlemede önemlidir.
Muayene sırasında, varislerin varlığı, büyüklükleri, renkleri, yaygınlıkları, ciltteki renk değişiklikleri, açık veya iyileşmiş yaralar gibi birçok faktör göz önüne alınır. Deneyimli bir cerrah, muayene sonuçlarına dayanarak gerekli tedavi yöntemini belirleyebilir. Kılcal varisler ve daha kalın retiküler varisler genellikle sadece muayene ile teşhis edilebilir. Ancak sadece kılcal varislerin varlığında bile bazen ultrasonografi gerekebilir. Kalınlaşmış, cilt yüzeyinin üzerinde kabarık varislerin teşhisi için en önemli yöntem Doppler ultrasonografi incelemesidir.
Ultrasonografi, venöz anatomiyi bilen ve venöz yetmezlik durumlarına hakim bir radyolog tarafından yapılmalıdır. Bu inceleme özellikle hastanın ayakta olduğu sırada gerçekleştirilmelidir. Ultrasonografi, yüzeyel, derin ve köprü damarlarının ayrıntılı bir şekilde incelenmesini sağlar. Ayrıca, tedavi planı oluşturulmasında cerraha önemli bilgiler sunar. Doppler ultrasonografi, hastaya herhangi bir zarar vermez, X-ışını içermez ve ağrıya neden olmaz.
Özel durumlarda, “venografi” denilen damar içine kontrast madde verilerek yapılan bir görüntüleme yöntemi de tanıda kullanılabilir. Ancak günümüzde venografi kullanımı oldukça sınırlıdır.
Varis Türleri ve Tedavileri
Varisler farklı tiplerde olabilir ve her türün tedavisi farklılık gösterebilir:
Telanjiektazi (Kılcal Varis veya Örümcek Varisler): Bu ince varisler genellikle 1-2 mm çapında, pembe-kırmızı renkte ve örümcek ağı şeklinde olurlar. Bacaklarda estetik olmayan bir görünüm yaratabilirler ve yaygın olduğunda ağrı, sızlama veya kaşıntı gibi şikayetlere neden olabilirler. Tedavi edilmezlerse, cilde yapışarak şiddetli kanamalara yol açabilirler. İnce kılcal damarlardan daha kalın olanları köpük tedavisi ile tedavi edilebilirken, daha ince olanlar radyofrekans ile tedavi edilebilir.
Retiküler Varisler (Mavi-Yeşil Orta Boy Varisler): Genellikle 1-2 mm çapında, pembe-kırmızı renkte, bazen örümcek ağı şeklinde görünen bu ince varisler, bacaklarda estetik sorunlara yol açabilir ve yaygın olduğunda ağrı, sızlama veya kaşıntı gibi şikayetlere neden olabilirler. Tedavi edilmezlerse, cilde yapışarak şiddetli kanamalara neden olabilirler. Bu tür varislerin en uygun tedavi yöntemi genellikle köpük tedavisidir.
Büyük Varisler: Çapları 4 mm veya daha fazla olan bu varisler genellikle yeşil renkte ve ciltten belirgin bir şekilde kabarık olurlar. Ağrı, yanma, gece krampları, ağırlık hissi ve çabuk yorulma gibi şikayetlere neden olabilirler ve mutlaka tedavi edilmeleri gerekir. Bu tür varislerin tedavisi genellikle içten radyofrekans ile damarın kapatılması yöntemiyle yapılır.
Her tür varis, belirli bir tedavi yöntemine ihtiyaç duyar ve tedavi seçenekleri hastanın durumuna bağlı olarak değişebilir. Tedavi seçenekleri hakkında daha fazla bilgi almak için bir kalp ve damar cerrahisi uzmanına danışmak önemlidir.
Komplikasyonlar ve Karşılaşılabilecek Sorunlar:
Estetik Görünüm Kaybı: Varisler, özellikle bayan hastalar için estetik bir endişe kaynağıdır. Her ne türde olurlarsa olsun, varislerin tedavisi, birçok hastada ciddi iyileşme sağlayarak estetik görünümü düzeltebilir.
Kanama: Kılcal varislerden büyük varislere kadar, tedavi edilmeyen varisler travmatik durumlarda kanamalara yol açabilir. Kanama durumunda yapılması gereken ilk adım, kanayan bölgeye baskı yaparak kanamayı durdurmaktır. Daha sonra en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Tromboflebit (Yüzeysel Varis Tıkanıklığı): Varisler nedeniyle kanın yavaş akışı ve atıkların birikimi, bazen damar içinde tıkanıklıklara yol açabilir. Bu durum, varislerin şişmesine, kızarmasına ve ağrıya neden olabilir. Tedavisi zor olan bu durumu önlemek için doktorunuzun önerdiği tedaviyi düşünmelisiniz.
Lenfanjit: Varislerin atıkları uygun şekilde temizlenemediğinde, cilt altında mikroorganizmaların üremesi kolaylaşabilir. Bu durum yumuşak doku enfeksiyonuna (lenfanjit) yol açabilir. Tedavi, antibiyotikler ve venotonikler içerebilir.
Ciltte Renk Değişikliği (Renkte Koyulaşma): Varisler nedeniyle biriken atık maddeler ciltte renk değişikliğine neden olabilir. Venöz yetmezlik, mümkünse bu aşamaya gelmeden tedavi edilmelidir, aksi takdirde renk değişikliği kalıcı olabilir.
Endürasyon (Ciltte Sertleşme, Sıkılaşma): Renk değişikliği sonrasında ciltte sertleşme ve gerilme olabilir. Bu aşama, genellikle tedavi edilemez ve bazı durumlarda azalabilir.
Ödem: Varisler nedeniyle toplar damarlar görevlerini yerine getiremezse, bacaklarda sıvı birikimi (ödem) olabilir. Ödem varlığında varis çorapları önerilir ve sıkılığı tedavinin şiddetine bağlı olarak ayarlanır.
Varis Yaraları: Varislerin ilerleyen aşamalarında başlayan şikayetler artarak devam eder. Bu aşamada bacak estetiğini bozan renk değişiklikleri, ciltte sertleşme ve koyulaşma görülür. Bu durumlar hala tedavi edilmezse, varis yaralarının (bacak ülserleri) ortaya çıkma olasılığı artar.
Herhangi bir varis sorunuyla karşılaşıldığında, bir uzmana danışmak ve gerekli tedaviyi almak önemlidir.
Tedavi
Hastaların sıkça karşılaştığı yanılgılardan biri, tedavi yöntemini kendilerinin belirlemek istemesidir. Hangi tedavi yönteminin kullanılacağına, hangi damarların müdahale gerektirdiğine ve tedavi sürecinin nasıl olacağına karar vermek için bir uzmana danışmak önemlidir.
Varis tedavisinin temel amacı, varisli damarlardaki anormal kan akımını düzeltmektir. Bu amaçla farklı tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Tedavi yöntemi, varislerin büyüklüğüne ve tipine göre değişebilir. Tedavi seçenekleri arasında şunlar bulunmaktadır:
Köpük Tedavisi: Küçük varisler için etkili bir yöntemdir. Varisli damara özel bir köpük enjekte edilir, bu da damarın kapanmasına ve kan akışının düzeltilmesine yardımcı olur.
Radyofrekans Tedavisi (RF): Kılcal damarlar için uygulanan bir yöntemdir. Radyofrekans enerjisi kullanılarak damarın iç yüzeyi ısıtılır ve kapatılır.
Lazer Tedavisi: Kılcal damarları tedavi etmek için kullanılır. Yüksek enerjili lazer ışığı damarın iç yüzeyini tahrip eder ve kapatır.
Endovenöz Radyofrekans Ablasyon: Büyük varislerin tedavisi için kullanılan bir yöntemdir. Varisli damarın içine özel bir cihazla radyofrekans enerjisi ile ısı verilir ve damar kapatılır.
Endovenöz Lazer Ablasyon: Büyük damarların tedavisinde etkili bir yöntemdir. Lazer enerjisi kullanılarak damarın iç yüzeyi hasar görür ve kapanır.
Yapıştırıcı Tedavi: Büyük varislerin tedavisinde kullanılan bu yöntemde, damarın içine özel bir yapıştırıcı madde enjekte edilir ve damar kapanır.
Tedavi sırasında varislerin kapatılması veya alınması gibi işlemler, hastaya herhangi bir zarar vermez. Varisli damarların işlevi genellikle zayıf olduğundan, tedavi sonrası bu damarlar rahatlıkla kapatılabilir.
Tedavi yöntemlerini, kılcal ve retiküler damarların tedavisi ile büyük damarların tedavisi olarak iki ana kategoriye ayırmak, hastaların tedavi seçeneklerini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.
Kılcal Damar ve Retiküler Varis Tedavisi
Skleroterapi (Köpük Tedavisi)
- Kılcal varisler ve retiküler varisler için kullanılan etkili bir tedavi yöntemidir.
Detay – Köpük tedavisi, içlerine iğne girebilecek 1-4 mm kalınlığındaki damarlar için uygundur, hem kılcal damarlar hem de yeşil-mavi retiküler varisler için tercih edilir.
- Tedavi, bir dizi seans halinde yapılmalıdır.
Detay – Köpük tedavisi seanslar şeklinde gerçekleştirilir. Her seans, damarların büyüklüğüne ve kullanılacak ilacın yoğunluğuna göre 2-3 / 10-15 enjeksiyon içerebilir.
- Tedavi sırasında minimal ağrı veya rahatsızlık hissi olabilir.
Detay – İşlem sırasında ince iğneler kullanıldığı için ağrı minimaldir.
- Tedavi sonrasında ciltte morarma veya lekelenme görülebilir.
Detay – Tedavi sonrası, bazı hastalarda ciltte morarma veya damarların üzerinden ince kılcal damarların çıkması gibi geçici etkiler görülebilir. Bu tür sorunların çoğu zaman 15 gün ila bir ay içinde düzelir.
- Güneşli aylarda uygulamaktan kaçınılmalıdır.
Detay – Köpük tedavisi sonrasında güneşle temas, iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir ve cilt lekelerine yol açabilir.
- Tedavi sonrası bandaj veya varis çorapları kullanılabilir.
RF (Radyofrekans) Tedavisi
Daha ince damarlar için lazer veya radyofrekans (RF) tedavisi tercih edilebilir.
RF tedavisi, damarların üzerine ince bir iğne ile radyofrekans enerjisi uygulanarak gerçekleştirilir.
Tedavi sonrasında ciltte noktasal yanıklar oluşabilir ve iyileşme süreci yaklaşık 10-15 günde tamamlanır.
RF tedavisi de köpük tedavisi gibi seanslar halinde uygulanır ve tedavi sonrası ciltte yanık oluşumunu minimize etmek için dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.
Lazer Tedavisi
Kılcal varislerin tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem lazer tedavisidir.
Lazer tedavisi, özel bir lazer cihazı ile damarlara noktasal lazer atışları yaparak gerçekleştirilir.
Bu tedavi yöntemi de ciltte yanıkların oluşmasına neden olabilir ve bazı durumlarda aynı damarlara tekrar müdahale gerekebilir.
Güneşli aylarda uygulamaktan kaçınılmalıdır.
Tedavi Sonuçları
Tedavi sonuçları hastanın damar yapısına bağlıdır.
Genellikle %90’ın üzerinde iyileşme sağlanır ve köpük tedavisi uygulanan damarların çoğu kaybolur.
Ancak bazı hastalarda, büyük damarlar kaybolsa bile etraflarında yeni kılcal damarlar oluşabilir.
Tedavi sonucunda kapatılan damarlar tekrar açılmaz, ancak başka bölgelerde yeni damarlar oluşabilir.
Tedavi seçeneğinin belirlenmesi ve uygulanması konusunda hekim önerilerine uyulması önemlidir.
Cerrahi ve Endovenöz Yöntemler
Cerrahi ve endovenöz yöntemler, klasik ameliyatlara alternatif olarak geliştirilen tedavi seçenekleridir. Bu yöntemler, aynı temel prensiplere dayanarak uygulanır.
İğne ile Anjiyografi Girişi: Tedaviye başlamadan önce bir iğne yardımıyla damara girilir. İğne ile bir tel ve ardından iğne çıkarılır, tel üzerine plastik bir kılıf yerleştirilir. Daha sonra hangi yöntemin kullanılacağına karar verilir, bu yöntemler şunlardır:
Radyofrekans (EndoVenöz RF Ablasyon – EVRFA): Radyofrekans kateteri, ultrason rehberliğinde, plastik kılıf içinden kasığa kadar (yüzeyel damarın derin damara döküldüğü yer) ilerletilir. Hastanın başı aşağıda tutularak damar içindeki kan boşaltılır. Daha sonra, damarın etrafına soğuk, lokal anestezik ve damar büzücü ilaç eklenmiş serum doldurulur. Bu işlem, damar içeriden radyofrekans (RF) kateteri ile yakılırken çevre dokuların yanmasını engeller. RF cihazı çalıştırılarak 20 saniyelik aralıklarla 7 cm’lik bölümler halinde damar deforme edilir. Bu şekilde damar kapatılır ve kan kaçağı önlenir.
Lazer (EndoVenöz Lazer Ablasyon – EVLA): Lazer kateteri, ultrason rehberliğinde, plastik kılıf içinden kasığa kadar ilerletilir. Hastanın başı aşağıda tutularak damar içindeki kan boşaltılır. Daha sonra lazer cihazı çalıştırılır ve damar duvarı yakılarak hasarlanır. Son dönemde üretilen lazer cihazları, tüm damar duvarına temas edebilen dairesel bir ışın yayarak bu işlemi daha etkili hale getirir.
Yapıştırıcı (EndoVenöz Adeziv Ablasyon – Venaseal): Yapıştırıcı kateteri, ultrason rehberliğinde, plastik kılıf içinden kasığa kadar ilerletilir. Hastanın başı aşağıda tutularak damar içindeki kan boşaltılır. Daha sonra yukarıdan aşağıya doğru yapıştırıcı madde enjekte edilerek damar duvarları birbirine yapıştırılır.
Bu yöntemler:
- Ameliyat süresini kısaltır,
- Cerrahi kesileri ve travmayı minimize eder,
- Hastanın konforunu artırır ve hastanede kalış süresini azaltır. Hastalar genellikle operasyon günü taburcu edilirler.
- Operasyon sonrasında bandaj ve ertesi gün varis çorapları kullanılması tavsiye edilir.
Klasik Ameliyat (Stripping): Bazı durumlarda, safen damarındaki ileri derecede kaçak nedeniyle yeni yöntemlerle tedavi edilemeyecek kadar genişlemiş olabilir. Bu durumda, ayak bileği ve kasık bölgelerinden yapılan kesilerle varisli damara ulaşılır ve bir tel yardımıyla damar tamamen çıkarılır.
Her hasta için en uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir. Tedavi seçenekleri hastanın durumuna göre hekim tarafından önerilir ve kararlaştırılır.